Nevşehir ve İlçeleri Kültür Tanıtım Sitesi
  Ekonomi
 
Organik Tarım
Üretiminde kimyasal ilaç ve gübrelerin kullanılmadığı, çevreye ve insan sağlığına saygılı, üretimden tüketime kadar her aşaması kontrollü,nihai ürünü sertifikalı olan bir tarımsal üretim şeklidir. FAO ve Avrupa Birliği tarafından konvansiyonel (yoğun) tarıma alternatif olarak kabul gören bu üretim şekli "Ekolojik, Bio-Dinamik, Organik" olarak ta adlandırılmaktadır.
Amacı; toprak ve su kaynakları ile havayı kirletmeden, insan, çevre, hayvan ve bitki sağlığını azami derecede korumaktır.Bu konuyla ilgili olarak Bakanlığımız “Organik Tarımın Esasları ve Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik “ 11.07.2002 tarih ve 24812 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak uygulanmaya konulmuştur. Daha sonra 03.12.2004 tarih ve 25659 sayılı Resmi Gazetede Organik Tarım Kanunu (Kanun No:5262) çıkmıştır. Bakanlığımız tarafından Organik Tarımda Eğitim Projesi ile organik tarımın bilinçli olarak kamu kurum ve kuruluşlarına, özel sektöre, sanayiciye, ithalat ve ihracatçıya, sistemin çiftçi bazına indirgenmesini amaçlanmıştır.

Dünyada organik tarıma doğru hızla bir yönelişin olduğunu görüyoruz.Bunun bir çok sebepleri vardır.Örneğin biyolojik çeşitliliğin yok olması,toprakların çoraklaşması, üretimin marjinal topraklara kayması,yüzey ve yer altı su kaynaklarının kıtlaşması ve kirlenmesi, küresel ısınma ,doğal kaynakların bilinçsiz ve hızlı tüketimi, pestisit,yapay gübre ve hormon gibi yoğun girdi kullanımı ayrıca son yıllarda Avrupa’daki son dioksin, deli dana ve transgenik çeşitlere olan tepkiler de bu konuda büyük ölçüde etkili olmuştur.

Organik tarımda kimyasal ve sentetik gübre ve ilaçların kullanımı kesinlikle yasaktır.Bunun yerine çiftlik ve kanatlı gübresi,yeşil gübre, organik ev atıkları,kompostlar,mezbaha ve balık endüstrisinden kalan hayvansal atıkların işlenmiş ürünleri ,deniz yosunları ve daha pek çok doğal girdilerden faydalanılmaktadır. Bitki zararlı ve hastalık kontrolünde ise,bitkilerden elde edilen preparatlar,mineral yağlar,balmumu,tuzak bitkiler,kaparlar,feromonlar,sarı yapışkan tuzaklar ve predatörlerin kullanımına izin verilmiştir.Yabancı ot kontrolünde herbisit yerine fiziki ve kültürel mücadele usulleri uygulanmaktadır.Türkiye’deki organik tarım faaliyetleri 1986 yılında dış satıma yönelik olarak başlamıştır.1991 yılından itibaren AB’nin yönetmelikleri doğrultusunda yapılmıştır.Daha sonra 1992 yılında (ETO) Ekolojik Tarım Organizasyonu derneği adı altında kurulmuş olup,eğitim ve yayım çalışmalarına başlamıştır.Türkiye’de 2002 yılında yaklaşık 70.000 ha. Alanda 295.000 ton organik ürün üretildiği tahmin edilmektedir. 100’e yakın ürün organik olarak üretilmektedir.

Türkiye’ nin ürettiği organik ürünlerin her neredeyse tamamı ihraç edilmektedir. Dünya’da ve Avrupa’da yaygınlaşan organik ürün tüketimindeki artıştan ülkemiz iyi bir pazar payı elde edebilme fırsatına sahiptir.Organik ürünleri satın almayı tercih etmemizin nedeni yapay renk,koku ve tatlandırıcı içermemesidir.,

Üretim süreci,Bakanlığımız tarafından yetkilendirilmiş 7 adet özel kontrol ve sertifikasyon kuruluşlarınca takip edilmekte ve denetlenmektedir.Üretim şekli sözleşmeli olduğu için bu kuruluşlar üretimin her aşamasında kontrollü,kaliteli ve sertifikalandırılmış ürünler olmasını sağlamakta, her türlü mikrobiyolojik analizlerini de yaptırmakta yükümlüdürler.Üretici açısından avantajı yetiştirdiği ürünün bu kuruluşlar tarafından alınması garanti edilmektedir. Ayrıca organik ürünlerin ihraç fiyatı konvansiyonel ürünlere nazaran daha yüksektir.Bu durum üretici açısından önemli bir avantajdır.

Organik yaş meyve-sebze sektörü açısından ülkemiz önemli bir potansiyele sahiptir.Bu potansiyelin değerlendirilebilmesi için dış Pazar ve ihracatın yanında, iç piyasanın da gözardı edilmemesi gerekmektedir. Ülkemizde dış pazarlarda talep edilen çeşitlerin talep edilen miktarlarda üretilmesiyle,pazarlanması Avrupa Birliğindeki düzenlemeler uyum sağlanmıştır.Organik ürününün iç piyasada yeterince tüketilememesinin sebeplerini şöyle sıralayabiliriz.Gelir düzeyi, eksik veya yanlış bilgi,pahalı ürün fiyatları, tüketici bilincinin yetersiz olması sayılabilir.Ülkemizde organik ürün satışlarını süper ve hiper marketler,sebze meyve pazarları, organik satış dükkanlarında yapılmaktadır.

Dünyada organik tarımsal üretimi artmakta olmasına rağmen mevcut talebi karşılayamamakta olup, bu durum Türkiye için önemli bir dış Pazar imkanı sağlamaktadı Ülkemiz bir taraftan dünya ticaretindeki payını artırma yönünde çaba göstermesi gerekirken, bir taraftan da yok denecek kadar az olan kendi iç tüketimini artırma yoluna gitmelidir.Bunun için de üreticilere yönelik yetiştiricilik ve Pazar bilgilerinin verildiği eğitim programları düzenlenmelidir.Tüketici bilinçlendirme çalışmalarına da önem verilmeli, yazılı ve görsel basının da yardımıyla organik ürün tüketimi ile ilgili kampanyalar başlatılmalıdır. Organik tarım üretiminin geliştirilmesi için destekleme mekanizmalarının geliştirilmesi gerekir.

İç tüketimde toplumumuzun her kesiminin organik ürün tüketememesinin başlıca nedeni,maliyettir.Şayet Organik Tarımda Eğitim Projesinin tam olarak yürütülüp organik alanlar arttırılabilirse kontrol ve sertifikasyon maliyeti ile analiz bedelleri önemli oranda azalacaktır.Diğer taraftan da üretim yapılacak alanlar genişledikçe girdiler kullanımı çok daha ucuz maliyetle yaygınlaştırılacaktır.Aynı zamanda çiftçi bazında yapılan eğitim ve yayım faaliyetleri ile önemli ölçüde verim ve kalite artışı olacaktır. Hedefimiz insan,çevre,hayvan ve bitki sağlığını azami derecede koruyan,çiftçiye ve üreticiye daha çok kazandıran,hepsinden önemlisi tüm gelir gruplarının tüketebileceği kaliteli,sağlıklı,temiz bir organik tarımsal üretim ve gıdayı en iyi şekilde temin etmek olmalıdır.
 
   
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol